صراط عشق صراط عشق
Wall Street Journal gazetesi, geçen hafta Çin ve Rusya cumhurbaşkanları arasında Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana ilk yüz yüze görüşmeyle ilgili bir makalede; Bu iki ülkenin Batı ile mücadele için bir ittifak aradığını yazdı.
Shafqna çeviri servisine göre, Wall Street Journal makalesi, Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana Xi Jinping ile Vladimir Putin arasında ilk yüz yüze görüşmenin başarılarına atıfta bulunarak başlıyor:
Rusya ve Çin cumhurbaşkanları arasındaki toplantı, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin nasıl derinleştirileceğine dair tartışmaları içeriyordu.
Ukrayna savaşından bu yana ilk yüz yüze görüşmelerinde Xi ve Putin, Batı ile mücadele için birleşmeye çalıştı. İki lider ayrıca ekonomik bağların derinleştirilmesini de tartıştı. Moskova’nın savaş alanında yenilgiyle karşı karşıya olduğu ve savaşın ardından ekonomik baskılarla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde bu ilginç olabilir!
Çin ile Rusya arasındaki yüz yüze görüşme, Rusya’nın Ukrayna’da yenilgilerle karşı karşıya olduğu bir durumda gerçekleşti. Bu kapsamda Ukrayna, geçtiğimiz haftalarda Rus güçlerinin kontrolündeki 3 bin 500 kilometrekarelik araziyi geri aldığını duyurdu.
Xi’nin Corona virüsünün patlak vermesinden bu yana Çin dışındaki ilk ziyareti olan bu ziyaret, Pekin’in Moskova ile ilişkiler kurma konusundaki kararlılığını ve elbette Çin’in ABD’ye direnme arzusunu göstermeyi amaçlıyordu. Analistlere göre, Rusya’nın son zamanlardaki başarısızlıkları nedeniyle Xi’nin üstünlüğüyle düzenlenen toplantı, Putin’e ABD ekonomik yaptırımlarıyla başa çıkmasına yardım etmek istedi. Ancak bu toplantı, Rusya’nın savaştaki konumunun iki ülkenin genel işbirliğini etkilemeyeceğini ve Çin ile Rusya’nın Batı’ya karşı ortak stratejik çıkarlarla birbirine bağlanacağını gösterdi.
Stimson düşünce kuruluşunun Çin masasının yöneticisi Yu Sun, “Rusya’nın kazanması veya kaybetmesi Çin’in bu ülke ile ilişkilerini genişletme arzusunu değiştirmeyecek” diyor. Çünkü Çin-Rusya ilişkisinin itici gücü her zaman dünyanın jeopolitik dinamikleri, özellikle Çin-ABD ilişkisinin bozulması olmuştur. Elbette Rusya’nın zaferinin Çin’e güçlü bir müttefik kazandırması doğaldır ve elbette Rusya’nın yenilgisi bu ülkeyi büyük bir ihtimalle Çin’in bir tür kuklası haline getirecektir.”
Geçen Şubat ayında Kış Olimpiyatları’nın oturum aralarında bir araya gelen iki lider, Moskova’nın zorlukları da dahil olmak üzere “herhangi bir kısıtlama olmaksızın işbirliği yapacaklarını” açıkladıktan sonra birçok zorlukla karşılaştı. Ukrayna ve ABD’nin cezalandırıcı ekonomik yaptırımları ve Çin’in zor günleri, Pekin’in Corona ile mücadeledeki katı politikaları nedeniyle bu ülkenin ekonomik büyümesinin gerilemesi ile de damgalandı. Ancak Xi, Çin Komünist Partisi’nde hala üstün durumda.
Putin, Xi ile yaptığı görüşmeden Rus gazının Çin’e transferi konusunda bir anlaşma imzalamak istiyor. Ayrıca, ileri teknoloji ürünleri de istiyor. Fakat Pekin’in Rusya’yı ekonomik olarak cezalandırmayı amaçlayan Batı yaptırımlarından korktuğu için bunu yapmaya isteksiz olabileceği düşünülüyor. Özellikle Çin, Rusya savaşında kendisini tarafsız bir aktör olarak göstermek istiyor. Bu nedenle Çinli yetkililer, Rusya’ya askeri silah satışına karşı olduklarını iddia ettiler. Ancak Çinliler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınamayı reddetmiş ve krizin nedeninin Amerika olduğunu belirtmişlerdir. Öte yandan Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Rusya, Pekin’e destek vermiş ve bu eylemi Asya’daki gerilimi tırmandırmak için bir tehdit olarak nitelendirmişti.
