Home / Haberler / AMMAR BİN YASİR KİMDİR?

AMMAR BİN YASİR KİMDİR?

Ammar’ın babası Yasir ve annesi Sumeyye, İslamiyet’i ilk kabul edenlerdendi.

 Ammar, Yasir b. Kenabet b. Kays Enbes’in oğlu olup Mezhec Kabilesi’ne mensuptu. Künyesi Ebu Yakzan’dır. O, Peygamber efendimizin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) ve Hz. Ali’nin (Aleyhisselam) büyük sahabelerinden ve Erkan-ı Erbaa’dandı .[1]

Ammar’ın babası Yasir ve annesi Sumeyye, İslamiyet’i ilk kabul edenlerdendi. Oysa Kureyş’in işkencelerine maruz kalarak İslam yolunda ilk şehadet derecesine ulaşanlardı. Ammar 34 yaşında Müslüman oldu ve annesi ile birlikte Müslüman olduklarını ilk açıklayanlardandı. Ammar, İslam’ın ilk başlangıcında Kuba Mescidi’ni yaptı.[2]

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) Müslümanlar arasında kardeşlik akdi okurken Ammar ile Huzeyfe Yemani’yi kardeş etti.[3] Bu temiz ve pak hanedan, İslam yolunda Mekkelilerin işkencelerine ve zulümlerine maruz kaldı. Babası ve annesi bu yolda şehit oldu ve kendisi ise takiye ederek canını kurtardı.[4]

Ammar, Habeşe ve Medine‘ye hicret etmiş, iki kıbleye namaz kılan Müslümanlardandı. O, Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) tüm savaşlarına katılmış ve Yemame Savaşı’nda kulağı koparak gazilik şerefine nail olmuştur.

Abdullah b. Ömer şöyle diyor: Yemame Savaşı’nda Ammar’ın yüksek bir tepeye çıkarak, “Ey Müslümanlar, cennetten mi kaçıyorsunuz? Ben Ammar b. Yasir’im, yanıma gelin, sözlerimi dinleyin!” diye sesleniyordu. Bu esnada kulağının koptuğunu ve yerde hareket ettiğini gördüm.

İbn-i Ömer sonra şöyle devam etti: Ammar uzun boylu, geniş omuzlu biriydi. Ağarmış saçlarını boyardı.[5]

Ammar, üçüncü halife Osman’ın muhaliflerindendi. Osman’ın muhaliflerine yardım ederdi. Hz. Ali’nin (Aleyhisselam) sadık ve fedakâr yaranlarındandı. Cemel ve Sıffin savaşlarına katılmıştı. Sıffin Savaşı’nda 90 küsur yaşlarındayken Muaviye tarafından şehit edildi. Hz. Ali (Aleyhisselam) Ammar’a gusül vermeden elbisesiyle defnetti.[6]

Hadis kitaplarından Ammar b. Yasir’in Said ve Muhammed adlarında iki oğlunun olduğu ve onlardan 62 hadis rivayet edildiği nakledilmiştir.[7]

Ammar’ın Müslüman Oluşu

Ammar, Müslüman oluşunu şöyle anlatır: Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) ile görüşmek üzere Erkam’ın evine gittim. Mushab b. Senani Rumî’yi evin önünde beklerken gördüm. Ona niçin buraya geldiğini sordum. O da bana aynı soruyu sordu. Bunun üzerine ona, Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) sözlerini dinlemeye geldim diye cevap verdim. O da ben de Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) sözlerini dinlemek için buraya geldiğini söyledi. Birlikte Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) huzuruna çıktık. Resul-i Ekrem (s.a.a) bizi Müslümanlığa davet etti. Bizde davetini kabul ederek İslam dinini seçtik. O gün akşama kadar Peygamberin (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) yanından ayrılmadık, karanlık çöktükten sonra korku ve endişe içinde evlerimizin yolunu tuttuk.”[8]

Ammar ve Ailesinin İşkencelere Karşı Sabırları

Ammar’ın, babası ve annesi zikredildiği gibi İslam yolunda büyük işkence ve zulümlere maruz kalmış ve bu uğurda sabrederek imanlarından ve inançlarında bir an bile taviz vermediler. Ammar’ın anne ve babası yüce İslam yolunda kahramanlık ve fedakârlıklarıyla şehadet şerbetini içerek isimlerini tarihin iftihar dolu sayfalarına yazdırdılar.

Kureyşliler Mekke’de yeni Müslüman olanlara, akrabası olmayanlara ve kimsesizlere fiziki ve psikolojik işkenceler uygulayarak onları İslam ve inançlarından vazgeçmeye zorluyorlardı. Ammar hanedanı da Mekke’de kimsesiz ve yalnız oldukları için ruhî ve fizikî işkencelere maruz kalıyorlardı. Ammar’ın anne ve babası Mekke’nin kavurucu yaz sıcağında sıcak kumların üzerine yatırılarak çeşitli fiziki işkencelere maruz bırakılıyorlardı. Resul-i Ekrem (s.a.a) yanlarından geçerken onları bu büyük işkence karşısında sabra davet eder ve Allah’ın sadık vaadiyle cennetle müjdeleyerek şöyle buyuruyordu:

“Ey Yasir hanedanı! Sabredin, vaat edilen cennet sizin içindir.”[9]

Bir başak rivayette şöyle nakledilmiştir: Vaktiyle Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) Ammar’ın yanından geçerken müşriklerin onu ateşe atmak istediklerini gördü. Bu durum Peygamberi (Sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem) derinden etkiledi, gaybî güçle Ammar’a inayet ederek şöyle buyurdu: “Ey ateş! Hz. İbrahim’i (Aleyhisselam) yakmadığın gibi Ammar’ı da yakma ve ona serin ol.”

Hazretin duasıyla ateş Ammar’ı yakmadı. Kurân-ı Kerim’de Ammar hakkında birçok ayet nazil olmuştur: “Ateşte yanacak olan kâfirler mi hayırlı yoksa ahiretten sakınarak, Rabbinin rahmetini umarak, geceleri secde ederek, kıyamda durarak, gönülden ibadet eden mi daha hayırlı?”[10]

[1]-Erkan-ı Erbaa: Lügatte, Erkan “rükün” kelimesinin çoğu-ludur; sütun, taşıyıcı ana direk, rehber, reis manalarını taşımak-tadır. Meşhur görüşe göre Erkan-ı Erbaa; Salman-ı Farisî, Ebuzer Gıffarî, Mikdad b. Esved ve Ammar Yasir’dir. Bunlara Erkan-ı Erbaa denilmesinin nedeni de Hz Ali’yi diğer halife ve sahabelerden daha âlim, fazıl, yüce ve üstün gördükleri içindir. Onlar bu konuda hiç şüphe ve tereddüt etmediler. Bu inançlarıyla bir an dahi Hz Ali’den ayrılmayarak bu unvanı aldılar.

[2]Usdu’l-Gabe, c.4, s.43; Şerh-u İbn-i Ebi’l-Hadid, c.10, s.10; Tehzibu’t-Tehzib, c.5, s.12.

[3]Tehzibu’t-Tehzib, c.6, s.13.

[4]Usdu’l-Gabe, c.4, s.44; Tabakatu’l-Kubra, c.1, s.249; Sefinetu’l-Bihar, c.1, s.664.

[5]Şerh-u İbn-i Ebi’l Hadid, c.10, s.102.

[6]Usdu’l-Gabe, c.4, s.44; Şerh-u İbn-i Ebi’l Hadid, c.10, s.103-106.

[7]Ashabu’l-İmam Emirilmüminin, c.2, s.432.

[8]Usdu’l-Gabe, s.4, s.44; Tabakatu’l-Kubra, c.1, s.249.

[9]Tarih-i Bağdadî, c.1, s.150, Usdu’l-Gabe, c. 4, s.44; Tabakatu’l-Kubra, c.1, s.248; Hilyetu’l-Evliya, c.1, s.140; Rical-i Keşşî, s.30, h.58.

[10]-Zümer, 9.

About خاکسار

Check Also

Bakıri ile Lavrov telefonda görüştü

İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile ikili ve bölgesel meseleleri …

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *