صراط عشق صراط عشق
Sputnik haber ajansı analistlere atıfta bulunarak, İran, Rusya ve Türkiye cumhurbaşkanlarının üçlü toplantısının; NATO ittifakı arasında ne kadar bir boşluk olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Rus Radyosu Sputnik, analistlerden alıntı yaparak, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ayetullah İbrahim Reisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçlü görüşmesinin gerçekleştiğini bildirdi. , Tahran Zirvesi, NATO’da bir bölünmeyi temsil ediyor.
Bu rapora göre, Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı MGIMO Analitik Merkezi’nin kıdemli araştırmacısı ve Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi uzmanı Sherbatullah Sodikov, Astana sürecini garanti altına alan üç ülkenin liderinin İran’da görüştüğünü ve bunun NATO’daki boşluğu bir kez daha gösterdiğini vurguladı..
Gözlemci; Batılı ülkelerin İran, Türkiye ve Rusya başkanlarının Tahran’daki üçlü görüşmesini onaylamadıklarını ve Erdoğan’ın bu toplantıda bulunmasının batılı politikacılar arasında hoşnutsuzluğa yol açtığını sözlerine ekledi.
Bu Rus analist şöyle devam etti: “Kesinlikle NATO ülkeleri Erdoğan’ın varlığından özellikle memnun değildi, ancak Erdoğan bağımsız bir lider olduğunu gösterdi. Tüm ittifakın Batı ile doğrudan ve dolaylı olarak Rusya ile Ukrayna topraklarında savaştığı bir dönemde Türkiye’nin NATO üyesi olarak varlığı bu blokta bir bölünmeyi temsil ediyor. Türkiye önemli bir aktör olarak görülüyor ve müzakere tarafları ekonomik işbirliğinden bahsetti, siyasi ve askeri konular da gündemlerindeydi.”
Bu vakalara atıfta bulunarak, Tahran’ın da dünya siyasi durumunda bağımsızlığını gösterdiğini ve İran’ın Batı Asya’da Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri operasyonlarını destekleyen tek ülke olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu analist şunları söyledi: “İran’ın Batı’dan korkacak bir şeyi yok, bu yüzden üç ülke arasında bir dizi anlaşmaya varıldı ve Tahran’daki üçlü toplantıda Rusya’nın hala Batı’nın yaptırımlarına karşı ortakları olduğunu kanıtladı.”
Sudikov şöyle devam etti: “Tahran zirvesi ayrıca Rusya’nın haydut bir ülke olmadığını ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO-Türkiye) ülkeleri de dahil olmak üzere Rusya ile işbirliği yapmak istediklerini gösterdi; ayrıca bu ülkenin askeri ve teknik desteğe sahip olması da, halk ve uluslararası toplum tarafından destekleniyor.
